SOHBET ve FERFENE

Yazan: Kazım ÜNLÜOL

Bir kaç yüzyıllık tarihi olan  eğlence  ve sohbet toplantısı olduğu bilinmektedir. Şehir merkezinde yapılan bu faaliyet geçmişte uzun kış gecelerinde iyi vakit geçirmek ve bilhassa esnaf derneklerine bağlı olanları sosyal bakımdan bir ocağa bağlamak,yeni yetişenlere bu vesile ile gelenek ve görenekleri,toplumsal hayat kurallarını aktararak toplum içinde  dürüst akıllı ve iyi yaşamayı öğretmeyi amaçlıyordu.Bu yönüyle “sohbet” Geredeliler tarafından çok önemsenmekte idi.Burada yetişen gençlerin arkadaşları arasında ayrı bir üstünlüğü söz konusudur.Sohbet ocağından kovulmak  bir genç için toplumdan soyutlanmak demekti.Sohbet toplantısı genelde şöyle yapılırdı.

Sohbet yapmak isteyen gençler sonbaharda toplanarak sözü dinlenen,sohbetlere katılmış yaşlı birisini kendilerine”baş” seçerler buna “Başeski” denir.Başeski güçlü kuvvetli birisini kendine “çavuş” tayin eder ve gençleri toplantıya çağırır,konular belirlenir ve;

  1. Sohbetçinin gideceği kahvehane
  1. Sohbetin başlayacağı hafta ve ne kadar devam edeceği,
  1. Kimlerin evlerinde sohbet yapılacağı,
  1. Sohbet masrafının nasıl temin edileceği kararlaştırılır.

Kararların alınmasıyla sohbetçiler adeta kardeş olmuşlardır.Sorunları başeski tarafından giderilir.Toplantılar genelde Cumartesi gecesi yapılır.Sohbetçilerin gittiği kahve temiz,düzenlidir,gürültü olmaz,yüksek sesle konuşulmaz,her şey adaba uygun gerçekleşir.Başeski oranın sanki kulup başkanıdır,her şey onun kontrolü altında olur.Zaman zaman çalgı çalınır,maniler,beyitler söylenir,gençlere saz ve söz öğretilir.Sohbetçiler sohbete sarhoş oalarak gelip katılamazlar.Misafirler de sohbete uymak,törelerini kabul etmek zorundadırlar.

Sohbet yapılacak ev,katılacaklar,zamanı belirlendiğinde bütün sohbetçiler  Başeski,çalgıcılar,kıdemli sohbetçiler,genç sohbetçiler sohbet evine doğru bu sırayı hiç bozmadan ilerlerler.Eve yaklaşılınca “sohbet peşrevi”çalınır.Evdeki sıra da aynan yukardaki gibidir,bir yarım daire gibi oturulur.Dairenin ortasında başeski,solunda calgıcılar(saz.darbuka,dümbelek,zilli maşa,klarnet),sağında kıdeme göre sohbetçiler oturmuştur.

Başeski ev sahibine yardımcı iki kişi seçer.Kahveler içilir.Sıra yeni başeskinin seçimine gelmiştir.Başeski yardımcısı olan “çavuş”a seslenir.Çavuş”Buyur Bey” diyerek bekler.Başeski elindeki havlu veya benzeri şeyle duvardaki “tura”yı işaret ederek “şu tuğrayı ver” der.Çavuş tuğrayı başeskiye verir,önünde diz çökerek elini açar.Başeski çavuşun eline tek tek vurarak:

“Meyhaneleri kapa

Yalnız hasta seyri olursa

Bir tane kalsın

Dokuz köyü de bir eşeğe bindir

Kuyruklarını ellerine ver

Gütsünler bakalım “der.

Çavuş tuğra ile   aşığı(koyun veya sığır disrek  kemiği) herkese attırır.Atış devam ederken Başeski özür veya kabahatli gördüğü sohbetçileri yanına çağırır,”Çavuş,hakkını ver”der.Çavuş cezalı sohbetçinin eline veya ağzına tuğra ile vurur.Aşık atışında düz düşürene “Bey”diye hitap edilir ve başeskinin yanına oturtulur.Aşığı başeski atar.düz getiremezse “başeskiliğin mübarek olsun”diyarak kendi yerine oturtur.Yeni aday arzulu ise  yeni başeski seçilmiş olur.Değilse hakkından vazgeçerek ve sohbatçilerin reyini alarak eski başeskiyi yerine oturtur ve eğlenceler başlar.Oyunlar genelde şarkılı türkülü,hareketli orta oyunlarıdır. “Dönmek oyunu”bunlardan biridir.Oyunu oynayanlar kolları sıvanmış şekilde başta çalgıcılar,türkücüler olmak üzere sıralanıp evin içinde sohbet şarkısının ara namesini çalarak üç defa dönerler.Dönme esnasınde ev sahibi üzerinde mum yanan bir sandalyeyi ortya koyar.Oyuncular ve çalgıcılar(dömbekçiler)sandalyenin çevresinde bir daire çizerek şu türküleri söylerler:

Sohbetçi çarşıdan aştı aman,aman

Ali’nin tedbiri şaştı aman,aman

Seyid de bıraktı kaçtı aman,aman

Yemeyiz böyle sohbeti

Çekmeyiz böyle mihneti

Ali’nin yanar lambası aman aman

Alnında kara damgası aman,aman

Hacı Yakup sohbet babası aman,aman

Yemeyiz böyle sohbeti

Çekmeyiz böyle mihneti

Ali’nin peşkiri kara

Kara dağlı istiyor para

Gayri  sen sohbetçi ara

Yemeyiz böyle sohbeti

Çekmeyiz böyle mihneti

Orta oyunlarına bir örnek de tekerleme söyleme yarışmasıdır.Yanlış söyleyenin alnına kara çalınır en fazla karası olana oyundan çıkarma,tavana meyve asıp elleri bağlı yedirme gibi cezalar verilir.

Geç vakitlere kadar yapılan oyun ve eğlencelerden sonra  ev sahibi veya iki üç kişi tarfından hazırlanan yemekler yenir ve dağılırlar.Yemekte katiyen içki içilmez.

Sohbet dağılmadan önce bir sonraki sohbetin planlaması yapılır.Bu toplantılar kış boyunca sürer.

“Sohbet toplantıları”na katılmış olanların sayıları çok azalmış olup bugün bu eğlenceler yapılmamaktadır.

 Ferfene

Yazan: Kazım ÜNLÜOL

Geçmişten günümüze gelen, uzun kış gecelerinde, köylerimizin büyük çoğunluğunda köy gençlerinin katılımıyla haftada bir defa, köy dışında bulunan köylüler ve çevreden gelen misafirlerin, ilçedeki amir ve memurların misafir olarak katılımıyla yılda bir gece gerçekleştirilen, sadece erkeklerin yaptığı bir eğlence programıdır.

İlçe merkezinde yapılan “Sohbet”ten ayrılığı oyun çeşidinin fazla olması,köydeki erkeklerin tamamının katılabilmesi,sadece  bir eğlence gecesi olması,masraflarının ferfeneye katılanlarca veya köy delikanlı parasıyla karşılanması,çoğu yerde çalgısız oluşudur.

Ferfenede bir  amaç da eğlenirken köy içi ve köyler arası birlik ve beraberliğin sağlanması,köyde yapılabilecek hizmetler için birlik oluşturulmasıdır. Ferfene esnasında uygulanan oyunların şekilleri köyler arasında farklılıklar göstermekle birlikte genelde ana tema eğlenceli bir gece geçirmektir.Oyunlar;Bilgi,beceri yarışmaları,cezalı oyunlar,maharetlerin sergilenmesi şeklinde gruplandırılabilir.

 

Maharet ve beceri oyunları kişisel ya da guruplar arasında yarışmalar şeklinde olabilmektedir.İğneye ip saplama, yoğurt yeme oyunları bunlardandır.Yine müzik kabiliyeti olanlar, enstrüman (saz, keman, darbuka, tef) çalabilenler de ferfenede kendilerine özel bir yer bulurlar.Bazı köylerde kulaktan kulağa dolaşan mani ve türküler, taşlamalar,uzun hava ve oyun havalarını özellikle güzel söyleyebilenler,mahalli şair ve aşıklar ferfeneye renk katarlar.

Bilinen oyunların dışında kişilerin kendilerinin bulup uyguladıkları oyunlar da ilgi ile izlenmekte,bunlardan beğenilenler o köyde her ferfenede tekrarlanmaktadır.Bazen gençlik yıllarında oynadıkları oyunları misafirler hatırına,yoğun istek üzerine oynayan yetmiş seksen yaşlarındaki ihtiyarlar hala o günlerin heyecanını sergilemektedirler.

Genelde her oyunun sonunda bir ceza uygulaması (Mesela mağlupları kızağa  koşup üzerine  galiplerin binerek kızağı köyün bir başından diğer başına çektirmesi)olmakla beraber özellikle oyunlarda en fazla ceza alarak dayak yiyenler oyuna ilk defa katılanlardır.Şakayla karışık uygulanan dayak hiçbir zaman şakanın ötesine geçmez. “Kim Vurdu” oyunu bunun en güzel örneğidir.(Oyunların ayrıntıları özelliklerini kaybetmemeleri için anlatılmamıştır.)

Hangi oyun olursa olsun Türk insanının pratik zekası,saflığı ve kurnazlığı burada da kendini göstermektedir.En fazla oynanıp tesbit edilebilen oyunların bazıları şunlardır.Yüzük Saklama,Kim Vurdu,Yoğurt Yeme,İğneye İp Saplama,Leylek Oyunu, Düdük Ötme, Kalaycı, Leğende Su, Arı Vızvızı, İki Karılı Koca, Tomruk Soyma, Andaşı, Çavuş Onbaşı,Enderemezsin, Hac’ca Gitme, Elma Kapma, Helva Yeme, Bisküvi Yeme, Lokum Yeme,Avcı, Sevilen Meyve ve Dedeler, Aşık atma(unutulmak üzere),Kibrit Atma,Teke,Horasanlı Dede,Çingene Oyunu.

Ferfene “Değnekçi Başı” tarafından idare edilir.Değnekçi başı(sohbet ağası-sohbetçi başı) ferfene başladığı andan itibaren her şeyin sahibi ve amiridir.Ferfenede bulunanların tamamı onun emirlerine uymak zorundadır.İtiraz edenler,oyunlara katılmak istemeyenler değnekçi başı veya yardımcıları tarafından şiddetle cezalandırılır.İzinsiz hiçbir şey yapılamaz.Değnekçi başının belirlemediği oyunlar oynanmaz,yeni bir oyun sergilemek isteyen izin alarak sergileyebilir.Beğenilirse mükafatlandırılır,beğenilmezse cezalandırılır.

Ferfenenin masrafları  ferfeneye katılanlarca veya “Köy Delikanlı Parası”ndan karşılanır.Bu iş için köyde delikanlıların seçtiği tecrübeli ve bir “Delikanlı Başı” görev alır.Delikanlı başı ikramla ilgili tüm işleri yönetir.Genelde çorba(tarhana,yoğurtlu çorba,)et yemeği(hindi veya büyük baş hayvan eti) pilav ayran,hoşaf,yoğurt ve tatlı şeklinde hazırlanan yemekler cemaatle camide kılınan yatsı namazından sonra köy odasında veya camide yer sofraları kurularak yenir dua edilir.Delikanlı başı ferfene esnasında köy ağası(köy için en fazla maddi manevi katkıda bulunan,sayılan kişidir)ve muhtarla birlikte misafirlerin yanında “baş köşe”de oturur,bazen hakemlik yapar.Yine bilhassa beceri yarışmalarında, değnekçi başının seçtiği birkaç kişi (bunların içinde misafirler de bulunabilir.)hakemlik görevini üstlenir.

Ferfene eğlencesi köy muhtarı,köy delikanlı başı veya köy ağasının açılış konuşmasıyla başlar,değnekçi başının idaresiyle devam eder ve yine değnekçi başının ilanıyla biter.

Burada uygulanan en güzel adetlerden birisi ferfenenin başında ve sonunda toplu olarak herkesin birbiriyle kucaklaşması,büyüklerin ellerinin öpülmesi,hakların helal edilmesidir.Bu adet köy içinde meydana gelen tüm kırgınlıkların  ferfene odasında unutulmasına sebep olduğundan birlik ve beraberlik,kardeşlik duyguları tazelenmektedir.Aynı duygular komşu köylerden gelenler vasıtasıyla köyler arasında da yayılmaktadır.

 

Kaynak: www.gerede.net

http://gerede.net/Default.aspx?Sayfa=bolumler&BolumNo=002-004-002-

Yorum bırakın